Karadeniz bölgesinin başkent unvanına sahip tek şehri. Tarih içinde pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış, kol kanat germiş bir şehir Trabzon. Kendisine emanet edilen mirasın büyük bölümünü bugünlere kadar taşımayı başarmış, tarihi mirası ve doğal güzellikleri ile beklentilerinizden çok daha fazlasını sizlere sunabilen bir kent. Tarihi İpekyolu üzerinde, öncelikle gemilerle ulaşılan bir liman, ardından deve kervanlarıyla Maçka, Zigana, Bayburt ve Erzurum yolu ile aşılması zorunlu bir menzil, bir geçit. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Erzurum-Ankara tren yolunun yapılması ile ticari önemini kaybetmekle birlikte, tarihi ve kültürel önemini her zaman muhafaza eden bir kent. Hırçın Karadeniz'in kıyısında, deniz mavisi ile yeşilin iç içe geçerek gergef misali işlendiği Anadolu'nun ilk şampiyon kenti Trabzon.
TRABZON'UN MİTOLOJİK HİKAYELERİ
Şehirler insanlara benzerler. Nasıl ki her insanın kendine has ismi, varlığı ve kişiliği mevcut ise şehirlerin de isimleri, kimlikleri, acı-tatlı hatıraları ve yılların birikimiyle meydana getirdikleri medeniyetleri vardır. Tarihler, Trabzon'un yaklaşık 4.000 yıl önce kurulduğunu ve kurucularının Orta Asya'dan Kafkasya yolu ile Trabzon'a gelen Türk kavimleri olduğunu kaydederler. Orta Asya'dan ve Orta Doğu'dan gelen ticaret yollarının denize ulaştığı yer olan Trabzon'un ticari ve stratejik önemi bu dönemde de Ege kıyıları halkınca biliniyordu. Mitolojik bir hikaye olmakla birlikte; meşhur Arganotlar Seferi ve Altın Post hikayeleri bunu göstermektedir.
Kolkhis denilen bugünkü Gürcistan'ın Batum dahil bir kısmını oradan batıya doğru Trabzon'a kadar uzanan sahili içine alan bölgenin ormanlarının zenginliği ve dağlarındaki madenler bu dönemde bile herkesin malumuydu. Milattan çok önce geçtiği sanılan bu seferin gayesi Kolkhide'de bir meşe ağacına asılı olduğuna inanılan altın koç postunun elde edilmesi idi. Altın Post efsanesinin, özellikle Çoruh Nehri yatağında koyun postları ile suyu süzmek suretiyle altın toplayan, Tevrat'ın “Eşkanazlar" olarak isimlendirdiği İskitlerin altınlarının elde edilmek istenip bu amaca ulaşılamayınca mit haline geldiği düşünülmektedir.
Bölge'de geçen diğer bir mitolojik hikaye ise; baş tanrı Zues tarafından dağa zincirlenen insan sever tanri Promethus efsanesidir. Ölümsüz tanrıların tekelindeki ateşi çalarak ölümlü insan oğullarına veren ve bu nedenle Zeus tarafından cezalandırılan Promethous, hergün ciğerini yemekte olan kartalın, Altın Post seferi esnasında gemiciler arasında bulunan Herkül tarafından öldürülmesi ile kurtulur.
MÖ. 5. yüzyıllarda yaşamış Procopios, Trabzon'da su kıtlığı bulunduğunu ve İmparator Justinian'ın şehre su getirttiğini kaydeder. Procopios ayrıca, Trabzon'un Amazonların yaşadığı bölgenin Terme'den Sürmene ve Rize'ye kadar uzandığını belirtir.
TRABZON'UN KURULDUĞU YER
Trabzon kurulduğu yer itibariyle tarihi boyunca, sadece Anadolu'nun değil dünyanın önemli ekonomik ve stratejik merkezlerden birisi olmasının yanında, tabiat güzellikleri ile de göz kamaştırmıştır. Merhum Trabzonlu tarihçimiz Osman Turan der ki; "Şarki Karadeniz Bölgesi zümrüt bir gerdanlığa, Trabzon şehri de onun üzerinde bir gelinin tacına benzer. Gerçekten bu bölge, yalnız Türkiye'nin değil, dünyanın da en güzel tabiat parçalarından biridir. Türkler Selçuklular devrinde Anadolu'yu fethettikleri halde bu cennet sahillere sahip olmakta çok gecikmişlerdi. Bir yandan yüksek sarp mesafe yaklaşık bir hafta da aşılabilmekteydi.
Fallmerayer yine; bugün Rize Bezi olarak bildiğimiz keten dokumaların, 1840'lı yıllarda Doğu'nun her çarşısında, Halep'te, Kahire'de ve Bağdat'ta Trabzon bezi olarak tanındığını, İstanbul Boğazı'ndaki kayıkçıların Trabzon bezinden yapılma gösterişli gömlekler giydiğini söyler. Anthony Bryer ve David Winfield, Trabzon şehrini güneyden koruyan Boztepe'de Pers ateşe tapıcılık kültünden gelen bir Mithra (Işık) tanrısı heykeli olduğunu söylemektedirler. Fallmerayer ise, Boztepe'nin bu heykel dolayısıyla tarihte Mithra Tepesi olarak bilindiğini, Trabzon şehrinin kuruluş efsanesinin de bu tepedeki Mithra kültüne dayandığını söyler.
19. YÜZYILDA TRABZON'UN ULUSLARARASI ÖNEMİ
19. yüzyılın başlarında, bir ticaret ve kültür şehri olan Trabzon'da artan uluslararası öneminin de etkisi ile on bir büyük ülkenin konsolosluğu bulunmaktaydı: Belçika (1843), Avusturya (1856), İngiltere (1856), İran (1856), Sicilya (1857), Prusya (1859), Amerika Birleşik Devletleri (1859), Fransa (1870), İspanya (1871), Rusya (1878), İtalya (1890) yıllarında Trabzon'da konsolosluk açmışlardı.
Karadeniz 8 şehir 8 iklim & Doç. Dr. İsmail Köse