Kronik mağduriyete mahkum muyuz?

Zor ve kötü zamanlar öğreticidir evet... Ama hep zor ve kötü zamanları mı beklemek gerekir donanımlı olmak için...

Hani " Fırtına çıktığında uyuyabilirim" rahatlığı var ya, neden biz de yok? 
Yardım çağrılarımızın geneli Türkçe... Düşünsenize dünyaya hitap edeceksiniz fakat bunu sadece Türkçe ile yapıyorsunuz... Bense tüm bunları, bildiğim tüm dillere çevirerek, sonra da yine bildiğim  her dilde hashtagleyerek yayınladım.
Elimizdeki telefonlar, sosyal medya, bir silah arkadaşlar!.. 2 tık tık ile dünyaya ulaşabiliyorsun, eğer ulaşacak donanımın var ise tabii. 
Ben demiyorum ki, "Ow ben süpernova duyarlı vatandaşım." diyorum ki; ben yapabiliyor isem hepiniz yaparsınız! Diyorum ki neden yapmıyorsunuz, daha da başınıza ne gelmeli? Kaç fırtınada kurban rolü oynamaya devam edeceksiniz.
Paylaşımların genelinde gördüğüm tek şey, politik hezeyan kasmak, bir depremi kullanıp eleştiri bombardımanı. "Şu niye böyle,  bu niye şöyle,  şunu niçin yapmadınız"... Yahu sen nerdesin? Sen ne yapıyorsun? Üstelik bu tür söylemler aktif yardım eden faydalı olmaya çalışan tüm güzel insanların motivasyonunu enerjisini emmekte! Elinden geleni yapan güzel yürekler var. 
Toparlamak gerekirse... İngilizce dünya dili vanlar ve dünyanın en basit dili. Herkes öğrenebilir, herkese ögretilir. Demiyorum ki gelin illa benden öğrenin (Benim zaten kapasitelerim fazlası ile dolu) Diyorum ki ÖĞRENİN...Kendinize birşeyler katın, kendi kapasitelerinizi zorlayın. Kendi levellerinizi atlayın. 
Kimsede gelip şimdi bana "Biz Türküz kimseden yardım dilemeyiz" diye sahte onur ve şeref kasmasın... Göçük altında kalmış birine söyletin bunu bakalım! Sizin için  sıcak evlerinizde oturup bunu söylemek basitin basiti.